Neyin Estetiği !- What s aesthetic !-I
NEYİN ESTETİĞİ !
WHAT'S AESTHETIC !-I
Fotoğrafları;
TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve Ankara Barosu’ nun Altındağ Belediyesi işbirliğiyle düzenlediği; “Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi” nin yeniden yapılandırılması çalışmalarını başlatan “ Cezaevinde şenlik var ” etkinlikleri sırasında; 8/30 Haziran 2007 tarihleri arasında, dijital kamera ile çektim.
Fotoğraflar;
Yaklaşık yirmi beş yıl önce; bazı tutuklu ve mahkûmlara; elişlerinde kullanmak üzere istedikleri kırtasiye malzemelerini vermek için birkaç kez gitmiştim Ulucanlar cezaevine. Ulucanların giriş kapısında başlayan sorgulama, gardiyanların asık suratları, görevlilerin kılı kırk yaran şüpheci tutumları, donuk bakışlar, üst üste aramalar, çıldırtan sorular unutamadıklarım.
Kapı altı, koğuş, hücreler, misafirhane, volta, kabadayı, gözetleme, komin yaşam, falaka, kilit, zincir, tel örgü, havalandırma zamanı, ağa koğuşu, tutuklu koğuşu, kadın ve sübyan koğuşları, pencere önü, torpilli mahkum, yanlışlıkla yattı, idam meydanı, anıt ve tanık kavak, duvar yazıları, duvar resimleri, isyan, hayata dönüş operasyonu, hoş geldin dayağı, tecrit, doktorsuz revir, Menderes Bulvarı, İdari bina, Tünel betonu, gökyüzü de yasak, tahliye, af umudu, Lüks koğuş, özlemler, beklentiler, açık görüş alanı, avukat odası, ranza, yoklama tabelaları ve gözetleme penceresi, uçurtmayı vurmasınlar kelimeleri, tamlamaları ise 2007 yılında cezaevini gezerken ışıkla, kalemle yazdıklarım.
Fotoğrafla;
1920 ler de; askeri depo, at ahırı olarak başlayan, mahpushane, tabutluk ve mualif hilton isimleriyle 2005 yılına kadar süren uzun yolculuk; 2007 yılında; Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve Ankara Barosu’ nun girişimleriyle, Altındağ Belediyesi’ nin öncülüğünde/tarafından gerçekleştirilen restorasyonla “Kültür ve Sanat Merkezi” ismiyle günümüzden sonsuza kadar sürmesi öngörülen bir yolculuğa dönüşüyor. İşleviyle; farklı bir yolculuğa, toplumsallaşmaya katkı koyacak bir yolculuğa, aydınlık bir yolculuğa. Biten ve başlayacak yolculuklar arasına ışıkla girmeye çalıştım. Yolculuğun bana göre en önemli durağını yazmaya çalıştım ışıkla. Gördüklerimi olduğu gibi yaratımcı düzenlemeler yapmadan hapsettim! Özgürlük adına, insanca yaşam adına, gelecek kuşaklar adına. Bütün cezaevlerinin özleri değiştirilmeden, zamanla oluşan izler kapatılmadan, imitasyon yapılar eklemeden“ Kültür ve Sanat Merkezi ” olması, Adalet ve Cezaevi Müze lerine dönüştürülmesi dileğiyle.
Görmek, görerek öğrenmek unutturmuyor ve daha çok düşündürüyor. Düşünceler ve birikimleriniz; gizil güçlerinizi/sorumluluğunuzu tetikliyor.
Sorumluluğunuz; bir şeyler yapılmalı diyor ve iç sesleriniz tasarımlara/ sunumlara dönüşüyor.
Estetik mi? Neyin estetiği!